8 Eylül 2013 Pazar

Budapeşte'de iş macerası

Eşimin işi nedeniyle Budapeşte'ye gelirken bir hayalim de burada çalışmaktı. Ama şehre, ülkeye alışmak, çocukları okula alıştırmak gibi önceliklerim olduğu için çalışmayı ikinci plana atmıştım. Yaz aylarında hem artık şehre alıştığım hem de biraz sıkılmaya başladığım için iş başvuruları yaptım. Türkiye'de de olan dünyanın en büyük şirketlerinden birine görüşmeye gittim. Çok güzel geçen mülakatlar sonucunda -ki bu mülakatlar neredeyse 2 ay sürdü- bana teklif vermelerini bekliyordum. Çok heyecanlıydım. Kafamda her şeyi planlamıştım. Saat 13.00-19.00 arası bakıcı gelir, evimin işini yapar, çocuklarımla okuldan sonra ilgilenir. Her şey harikaydı. Hatta harika bir bakıcı adayım vardı. Az çok vereceğim bakıcı ücreti belliydi. Heyecanla teklifi beklemeye başladım veeee... Evet yaşasın teklif geldi ama Macaristan ekonomisinin acı gerçeği yüzüme tokat gibi çarptı. Maaş=bakıcı ücreti.
Ne yapacağımı bilemedim. Kabul etsem, sadece evde sıkılmamış olmak için çalışacağım elimde avucumda bir şey kalmayacak. Bir de üstüne çocuklarımla daha az zaman geçireceğim; kabul etmesem, bu sefer de uzun yıllar çalışmamış ve kariyerime uzun süre ara vermiş olacağım. Tabi bir de çocuklar yokken yapacak yeni bir şeyler bulmam  gerekli.
Uzun uzun düşündüm. Bir türlü tam olarak ne yapacağıma karar veremedim.
Konuşmadığım, fikrini almadığım kişi kalmadı. Sonuçta işi reddettim. Yıllar sonra belki iş arayıp bulamadığımda kafamı duvarlara vuracağım. Ama görünen o ki; Macaristan'da iş gücü maalesef çok ucuz ve Avrupa ekonomisi hakikaten çok iyi durumda değil.
Siz olsaydınız ne yapardınız? Cevaplarınızı merakla bekliyorum.