20 Haziran 2013 Perşembe

İçimden gelmiyor ama kiminin de geliyor

Blogu yazmaya başladığımda başımdan geçen ilginç olayları her gün burada paylaşacağımı düşünüyordum. Ama şu an ülkemde olan olaylar o kadar canımı sıkıyor ve beni üzüyor ki, bunun üzerine hiç bir şey yokmuş, her şey güllük gülistanlıkmış gibi yazı yazmak istemiyorum. Öyle ki facebook'ta tatilde veya eğlence merkezinde olanların ülkemizde bir şey yokmuşcasına paylaşım yapmalarına oldukça sinirleniyorum.
Adamın gözü çıkmış haberi var, hiç bir şey yokmuş gibi birisi "ohh tatil gibisi yok" diye yorum yazıyor. Sen hangi ülkede yaşıyorsun güzel arkadaşım, sen güzel tatil yap, o bikiniyi rahatça giy diye bir can gidiyor. Senin için mücadele ediyor birileri. Ama senin için olay şundan ibaret değil mi" tencere tava hep aynı hava". Buyur havanı al kardeşim Çeşme'de. Senin için bir can, bir göz gitmiş çok mu. Yeterki sen tatil yap. Tatil yapamayacağın günler gelince ağlarsın ama o zaman sesini duyan olmaz.
Öptüm seni arkadaşım, iyi tatiller

10 Haziran 2013 Pazartesi

Yurt dışında yabancı olmak

Budapeşte'de bir Türk olarak yaşamanın hiç bir sıkıntısını görmedim. Bu şehirdeki insanlar o kadar kendi halinde ve dost canlısı ki... Bazen insanlar yurt dışındayken, o ülkenin yerlisi gelir ve nereli olduğunu sorar, Budapeşte'de bu tip sorulara pek rastlamadım. Bir defasında merak eden biri olmuştu  ve ona Türk olduğumu söylediğimde mutluluktan gözlerinin içi parlamıştı. "Biz kardeş sayılırız, sizleri çok severiz" diyerek konuşmaya başlamış ve hemen kartını çıkarıp bir şeye ihtiyacım olursa onu aramam için bana vermişti.
Bu davranış beni çok mutlu etmişti.
Ama her yer maalesef Budapeşte gibi değil.
Haftasonu Viyana'da yaşayan Türk arkadaşlarımızı ziyarete gittik. Başımızdan da sevimsiz bir olay geçti.
Viyana'da yaşayan arkadaşım kızımın pusetini ittiriyor bir yandan da benimle muhabbet ederek yürüyordu. Yürüdüğümüz kaldırım biraz dar ve puset de üzerine astığımız eşyalardan dolayı biraz genişti. Karşıdan yaşlıca bir çift geliyordu. Arkadaşım geçmeleri için puseti biraz yana çekerek yol verdi ama yaşlı çiftten bayan olanı yine de pusete çarpıp arkadaşımı ittirerek kaldırımdan geçti. Bunun üzerine arkadaşım çok sinirlendi ve anladığım kadarıyla (Almanca'mın yettiği kadar) " ben size çocuklu olduğum halde yol verdim neden üzerime yürüyorsunuz" diye seslendi. Ancak bayan arkasına bile bakmadan hızlı hızlı ilerledi. Daha sonra arkadaşım bu tip olayları sık sık yaşadıklarını, Türkçe konuştuğumuzu duyduğu için böyle davrandığını söyledi. Viyana'da Türk ırkçılığının çok fazla olduğunu anlattı. Hatta şöyle olaylar yaşanabiliyormuş; bir kavga veya tartışma olduğunda bu tartışmadaki tarafladan biri Türk ise polis, mutlaka Türk olanı cezalandırıyormuş ve Viyana'lılar da bunu bildiği için bir sorun yaşadıklarında Türkleri polis çağırmakla tehdit ediyorlarmış.
Benim yaşadığım çok basit bir olay, kim bilir daha ne tür olaylar yaşıyordur yurt dışındaki Türk vatandaşları. Bu kin, bu nefret neden bir anlam veremiyorum. Lütfen biri bana anlatsın, çünkü benim aklım almıyor.

5 Haziran 2013 Çarşamba

Canım sıkılıyor

Kaç gündür yazı yazmıyorum. Daha doğrusu yazıp yazıp siliyorum. Ne yazayım, ne anlatayım, ruh halimi nasıl anlatayım bilmiyorum, bilemiyorum.
Bir millet uyanıyor. İşte ben bunun için ne yazayım bilemiyorum, sadece yaşıyorum. Uzakta olmanın en zor yanı da izleyici olmakmış. Ama kalbim ve aklım hep orada.
Hani klişe bazı sözler vardır bilirsiniz zor zamanlarda çok kullanılan. Şimdi o cümlelerin tam zamanı.
Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.
Her şey çok güzel olacak.

Ben şimdi gidiyorum haberleri sosyal medyadan takip etmeye, geleceğim...