8 Ekim 2013 Salı

Çocuklara nasıl davranmalı

Sabah çocukları okula götürmeye hazırlamak, onlara kahvaltılarını yedirmek, giydirmek, eğer ben de çıkacaksam onlarla birlikte bir de kendimi yedirip giydirmek kabus oluyor. Yine böyle herkesin birden evden çıkması gereken koşturmalı bir gündü. Ben de Ege'yi okula bırakacaktım, çünkü okullarında yine veli eğitimi vardı. Eğitimin konusu da çocuklara nasıl davranılması gerektiğiyle ilgiliydi. Sabah yine pür telaş hazırlanmaya çalışıyorduk, eşimle kızımı hazırlayıp gönderdim, Ege de giyindi ve benim hazırlanmamı bekliyordu. Ama bana hiç rahat vermiyor, giyinmeye çalışıyorum kapılara vuruyor, ayakkabılarını giy diyorum sokak kapısıyla oynuyor ama ayakkabı ve montunu giymiyordu. Bağırış, çağırış evden çıkmaya çalışıyorduk. Tam o sırada farkediyorum ki okul formasını ters giymiş hadi baştan giyiniyoruz ama tabi yine bir telaş.
Okula gidince bahsettiğim eğitim başlıyor ve bütün aileleri tam kalbinden vuruyor. Aslında hemen hepimizin bildiklerini anlatıyorlar. Benim yukarıda anlattığım ve yanlış yaptığım her şeyi orada yüzümüze çat çat vuruyorlar.
Buyrun biraz bahsedeyim neler yapmamız gerektiğinden;
Öncelikle en büyük hatam ve bir çoğumuzunda yaptığı hata:
Olumsuz uyarılar, örneğin koşma, bağırma gibi olumsuzluk ekleri uyarılar.
Bu tip uyarılar çocuğun sizi dinlemesini sağlamayacak, o an dinlese bile tekrar aynı şeyi
yapmasına neden olacaktır.
Bu tip uyarılar yerine olumlu uyarılar tercih edilmeli:
Örneğin, yürür müsün veya alçak sesle konuşur musun vs.
Bir diğer yaptığımız hata, "aferin oğluma/kızıma gibi takdir sözcükleri.
Bunun yerine, "odanı ne güzel toplamışsın", " alçak sesle konuşman çok hoşuma gitti" gibi neyi doğru yaptığını açıkça belirten cümleler kurulmalı.
Bir diğer konuda "lütfen" değil " teşekkür ederim" demek.
Buna da bir örnek verelim, "otur lütfen" dediğimizde çocuğa seçenek şansı bırakmıyoruz. Aslında bu bir emir, ama yaptığı davranış için "teşekkür ederim" demek onu yüreklendiren ve mutlu eden bir cevap olacaktır.
Daha anlatacak çok şey var ama en önemli nokta, bizler rol modeliz ve biz ne yaparsak çocuğumuz onu öğrenir. Bunu zaten biliyoruz ama unutmamalıyız.

Bu toplantının bitiminde kendimi çok kötü bir anne olaeak gördüm. Moralim bozuldu, nasıl bu kadar kötü anne olabilirim diye. Çünkü bunları uygulamak hayatın koşuşturmacasında mümkün olmuyor. Bir tek kendimin bu şekilde olduğunu düşünüp daha da çok üzüldüm ama yalnız değilmişim.
Dışarı çıktığımda katılan velilerin hepsi biz bunu nasıl uygulayacağız diye kara kara düşünmeye başlamıştı. Demekki yalnız değildim ama bu konularda daha dikkatli olacağıma da söz verdim. Bakalım uygulayabilecek miyim.

Bu eğitimin detayları için,

http://www.nordanglia.com/budapest/images/doc_library/curriculum/nursery/EYFS%20-%20Behaviour%20and%20Independence.pdf




1 Ekim 2013 Salı

Okullar başlayınca

Daha önce işe başlamak isteyip de nasıl bir sonuçla karşılaştığımı anlatmıştım.
İşi reddedince zamanımı daha verimli nasıl geçirebilirim sorusu aklımı yormaya başladı. Tabi bu arada çocukların okulları açıldı. Bir koşuşturma başladı. Sabah onları hazırla, okula gönder. Daha sonra oğlumun okulundaki bazı toplantılara katılmaya başladım. Bu toplantıların bir tanesinde okulda velilere Macarca dersi verilmeye başlandığının haberini aldım. İlk işim bu derse yazılmak oldu. Bu derse başladığımda, Macaristan'a yeni gelmiş bir Türk bayanla tanıştım. Onunla birlikte çok güzel zaman geçirmeye başladık. Bu arada oğlumun okulundaki toplantılar bitmek bilmez oldu. Hemen her gün okula gidip bir toplantıya katılmam gerekiyor. Bugün de bir toplantı vardı ama ben günleri karıştırdığım için toplantıyı kaçırdım :) artık takip etmek gerçekten de çok zor bir hal aldı. Bu okulda bir veli arkadaşımın 5 çocuğu var ve arkadaşım plan yapmak için elinde sürekli olarak takvim taşıyor. Örneğin bir hafta sonu 4 tane ayrı doğum günü partisine gittiği oluyor. Ayrıca okuldaki toplantıları da takip ediyor. Sonuçta takvimsiz hareket edilemiyor.
Ben de artık kendime bir takvim edinmeliyim, yoksa günler ve toplantılar birbirine giriyor.
Sonuç olarak demek istediğim iyiki de işi kabul etmemişim, aslında yapacak ne çok işim varmış. Harika insanlarla tanışıyorum. Şimdi içim daha rahat hem çocuklarıma zaman ayırıyorum, hem de kendime.