26 Haziran 2014 Perşembe

Sicilya tatili

Sonunda Budapeşte'ye taşındığımızdan beri ailece bir hafta tatile gidebildik. Bu sefer bir tatil köyü ayarladık ve Sicilya'ya gittik.

Sicilya, benim için süprizlerle dolu bir ada değildi doğrusu. İzmir'imden hiç farkı olmayan doğası ve iklimiyle kendimi Çeşme'ye gelmiş gibi hissettim. Tek farkı benim canım İzmir'li hemşehrilerim daha  saygılı ve temiz insanlar.

Sicilya havaalanı hayatımda gördüğüm en pis ve karmaşık havaalanıydı, alanın kapısından çıkar çıkmaz çevrenizi dilenciler sarıyor, tuvaletler, adım atılamayacak kadar kirli.
Diyeceğim o ki, "bi daha da Sicilya'ya gelmem."
Ama ne varki yemekler muhteşemdi. Şu İtalyan mutfağı muhteşem. Sırf hamurişi belki ama yine de adamlar hamuru bile çoook lezzetli yapıyorlar.

Çocuklara gelince, belki de en eğlendikleri tatil bu oldu. Çocuklarım maalesef isimlerinin aksine ( Ege ve Ada) deniz ve havuza çok çok bayılan çocuklar değil. Baba kökenleri Çorum olunca isimleri yanlış olmuş. Ama bu yaz ikisi de beni çoook mutlu etti ve hem havuza, hem denize girdiler. Hoş kızım Ada, son 3 gün alıştı suya ama olsun büyük gelişmeydi. Suya girip, çıkmak istemedi.
Kızımla, baş başa akşamları gösteriler izledik, gerçekten büyüdüğünü anladım. O, müziğe ve dansa, ben de onunla vakit geçirmeye bayılıyorum. Oğlum da babasıyla odada dinlenmeyi tercih etti. (Daha doğrusu o kadar yorgun oluyordu ki, akşamları sızıyordu, babamız da onu yatırmaya gidiyordu)
Böylece adayı doğru düzgün gezemedim ama olsun....

Yaşasın tatil, teşekkürler Sicilya. Sayende çocuklarım suya alıştı. Bekle bizi İzmir geliyorrruuuzzzz!!!!!!

4 Haziran 2014 Çarşamba

4-5 yaş erkek çocukları

Daha önce oğlum Ege'nin bu aralar çok agresifleştiğini ve söz dinlemediğini anlatmıştım. Bu yaramazlıklar okulda da olmaya başlayınca sorunlar arttı. Okuldan hiç bir uyarı gelmese de, Ege, okuldan gelince bana "thinking time" dedikleri düşünme cezası aldığından bahsetti. Bir hafta boyunca her gün ceza almış. Ben de bu durumda öğretmeniyle konuşmanın daha doğru olacağını düşündüm. Öğretmeniyle konuştuğumda sinirlerim o kadar bozulmuştu ki artık göz yaşlarımı tutamıyordum. Benim dünya tatlısı oğlum, bir canavara dönüşmek üzereydi. Sınıfta bir şeylere kızdığında kendini yerden yere atan, binbir türlü şımarıklıkla sınıftaki çocukları bile canından bezdiren bir çocuk olmuştu. Ama, bunlardan bana öğretmeni hiç bahsetmemişti ve ben sormasam bahsetmeyecekti de. Hatta ağladığımı görünce beni yatıştırmaya çalışıp bu davranışların çok normal olduğunu söyledi. İşte bu noktada bir kaç ay öncesine kadar sakin ve uslu olan oğlumun, şimdi böyle davranmasını nasıl normal bulduğunu anlamamıştım. Eğer ben sormasam, bana bunları anlatmayacağını ve daha önce karşılaşmadığı yeni bir durum olmadığını söyledi ve ekledi. 4-5 yaş arasındaki erkek çocuklarının tetosteron hormonları aynı ergenlikte gibi artarmış. Bu yaş grubunda yaklaşık 3 katına çıkarmış. Bu biyolojik değişim de, erkek çocuklarının daha agresif olmasına, duyduğu kaba sözleri daha sık kullanmasına ve silah, kılıç gibi oyuncaklara daha fazla ilgi göstermesine neden olurmuş. Ege de aynı bu şekilde davranıyor. Daha önce ilgi duymadığı silah ve kılıçlara ilgi gösteriyor. Daha önce hiç izlemediği halde Ben Ten, Transformers gibi çizgi filmlerden bahsediyor. Star Wars filminin en büyük hayranı oldu. Şimdi artık davranışlarının nedenini öğrendiğime göre, yapmam gereken daha fazla sabır göstermek olacak.
İlgilenenler için de bu konuyla ilgili bazı linkler ekliyorum. Ancak maalesef  linkler İngilizce, Türkçe çok fazla kaynak yok bu konuyla ilgili. 

3 Haziran 2014 Salı

Doğum günü pastası yapmak

Ege için doğum günü partisi organize etmeye çalıştığımı daha önce paylaşmıştım. Parti günü yaklaştıkça Ege'nin istekleri de değişti. Pastayı kendim yapmayı planlıyordum ama parti gününden 3 gün önce Star Wars pastası istediğine karar verdi ama bu istek, benim boyumu aştı. Pastayı kendim yapar üzerine bir kaç oyuncak koyarım diye planlarken, bana "Leo'nun pastası gibi istiyorum" dedi. Bu bahsettiği pasta, profesyonel bir pastacının elnden çıkmış iki katlı, şeker hamuru kaplı ve muhteşem bir pastaydı. Tabiki bu kadar kısa zamanda, bu tip pastayı hazırlayacak birini bulmam imkansızdı.
Budapeşte'nin bildiğim en iyi pastanesi de Star Wars pastası yapmıyordu. Sonuçta iş başa düştü. İngiliz bir arkadaşım "Icing" kullanarak çok güzel pasta yaptığını anlattı. Ama bu "icing" de ne ki?!!
Bana tarif etti, nereden satın aldığını, nasıl yaptığını anlattı. Ben de almaya karar verdim. Bir sabah saat 9.00'da evden çıkıp pasta dekorasyon malzemesi satan dükkanları gezmeye başladım. Şu "icing" denilen şeyi yapması bana hiç de kolay gelmedi. Sonra belki pastaya resim basarlar diye düşündüm. Ama doğum günü partisi pazar olacak ve bu dükkanlar hafta sonu çalışmıyorlar.
Derken saat 13.00'e kadar gezdim. Eve dönerken elimde şeker hamuru gibi olan badem ezmesi hamuru, pasta kesme bıçağı, bir kaç oyuncak Star Wars figürü ( yenilebilenleri yoktu, oyuncakçıdan aldım) ve pasta düzeltme spatulası vardı.
Ama bunlarla ne yapacağımı bilmiyordum. Perşembe gününden itibaren uykularım kaçmaya başladı, ya pasta olmazsa ya tutturamazsam diye.

Ve cumartesi günü geldi. Tarifleri okumaya başladım, bir tanesini uygulamaya karar verdim ama ilk dakikada daha krem şantiyi tutturamadım. Markete gidip yenilerini aldım, umutsuzca pastayı yapmaya koyuldum. Artık ellerim titriyordu heyecandan. Keki 3 katlı olacaktı, you tube'da çok rahat pasta kesme bıçağıyla kesiyorlardı ama ben başaramadım ve yadigar ekmek bıçağına geri döndüm. Her şey kötü gidiyordu, kalbim pat pat atıyordu ya olmazsa diye ama sonunda işte bu ortaya çıktı.



Sanırım, çok kötü olmadı. Ama Ege'nin mutluluğu ve gülümsemesi görülmeye değerdi.