26 Aralık 2016 Pazartesi

Kıskançlık

İkinci çocuğu planlamaya, Ege'nin doğumundan hemen sonra başlamıştım. Yaş farkı az olursa kıskançlığın da az olacağını düşünmüştüm. Ege bir yaşına girdiğinde, ben Ada'ya hamileydim ve  bu tam okarak istediğim bir durumdu. Ege, yeni bebeğe çok çabuk alıştı, zaten çok uyumlu bir çocuktu, bu zorlu dönemi sayesinde çok sorunsuz atlatmıştık.
Geçen sene Ege'nin öğretmeninin de ikinci çocuğu dünyaya geldi ve çocuklarının yaş farkı az olduğu için bizim yaşadığımız tecrübeleri öğrenmek istemişti. Ona, bizim hiç sıkıntısız atlattığımı söylemiştim. Hatta bunu gururla anlatmıştım. 
Şimdiki duruma bakınca ne kadar erken konuştuğumu anlıyorum. Şu anda Ege, deliler gibi Ada'yı kıskanıyor. Hemen her sabah bir kriz yaşanıyor. Sıklıkla da nedeninin kıskançlık olduğunu söylüyor. Ada çok sevimli davranıyor, şirin şirin konuşuyor ama aslında hiç de şirin değil diyerek hissettiği duyguları açıklıyor. Aslına bakarsanız bu kadar net olarak duygularını bana dökmesini çok seviyorum ama maalesef nasıl çözeceğim konusunda hiç bir fikrim yok. Onu ne kadar çok sevdiğimi söyleyerek, kardeşinin de kendisinin de çok sevimli olduğunu anlatarak idare etmeye çalışıyorum ama çok başarılı olduğum söylenemz. Henüz Ege'nin öfke krizlerini çözebilmiş değilim. 
Bu sene başlayan bu kıskançlık nöbetlerinin nedeninin Ada'nın da, Ege ile birlikte okula başlaması olduğunu düşünüyorum. Eskiden herkes Ege'yi tanırken, şimdi Ada'yı da tanıyorlar ve herkes onun ne kadar sevimli olduğundan bahsediyor. Tabiki de bu durum Ege'yi çıldırtıyor. Buna da alışacaktır diye düşünüyorum. Ama hiç kolay olmayacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder