15 Mart 2017 Çarşamba

Sık seyahat eden baba

Buraya taşındığımız günden beri eşim çok sık Türkiye'ye seyahat ediyor. Aslında son zamanlarda bu sıklık azalmakla birlikte yine de belirli periyodlarda hala gidip geliyor. Çocuklarım da bu tempoya bir şekilde ayak uydurdular. İlk geldiğimizde özellikle oğlum sıkıntılı bir dönem geçirmişti, babasının yokluğundan dolayı. Tabi ben kendimden örnek verecek olursam, çıldırmak üzereydim. Eşim madem sürekli Türkiye'ye gelecekti ben neden Macaristan'a taşındım. Aklımda sürekli deli sorular vardı. Ama nedeni çok açıktı, Türkiye'de kendimiz için mutlu bir gelecek görememiştik ve bu iş fırsatı tam da o anda karşımıza çıkmıştı. Çok mutlu olmuştuk, tam zamanında olmak istediğimiz yere gelmiştik. Ama işte eşim yoktu bu sefer de. Hep seyahatte, hep seyahatte. Maalesef Murphy kuralına uygun bir şekilde de hep terslikler eşim olmadığı zamanda olurdu. Ya çocuklardan biri hastalanır ya ben hastalanırım. İllaki bir terslik olurdu. Ama zamanla bu tempoya alıştığımızı düşünüyordum. Ta ki bugün kadar. Bugün Macaristan'da resmi tatil, tüm aile çok güzel bir gün geçirelim dedik. Çok yakınımızdaki Margit Ada'sına gittik, kızım ilk defa yeni bisikletini sürdü, oğlumla babası futbol oynadı. Harika bir öğlen yemeği yedik, her şey çok güzeldi. Akşam ise eşimin yine Türkiye'ye gitmesi gerekliydi. İşte kriz o anda çıktı. Eşim, kızıma, her babanın kızına olduğu gibi aşıktır, kızım ise kendine has bir çocuk, ne babasına, ne de bana pek yüz vermez. Vıcık vıcık öpmeleri, sevmeleri istemez. Sarılmalar, koklaşmalar ona göre değildir, daha mesafelidir. Bugün ise tam tersi oldu. Babasının İstanbul'a gideceğini öğrenince saatler öncesinden ağlamaya başladı, ama ne ağlamak bir türlü susmak bilmedi. Babasının kucağından inmedi, gitmesine izin vermedi. Ege ise Ada'nın bu kadar üzüldüğünü görünce ona televizyon açmaya karar verdi. "Senin istediğin bir çizgi film izleyelim, sen yeterki ağlama" dedi. Ancak televizyon bile yetmedi ağlamalarını dindirmeye. İlk defa eşim, bu kadar hüzünlü bir şekilde iş seyahatine çıktı. Çocukların ne zaman, ne tepki verecekleri hiç belli olmuyor, her zaman süprizlerle dolular.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder