3 Ocak 2017 Salı

Yeni yıl

Bu yazıyı 1 Ocak günü yazmayı düşünmüştüm hatta çok güzel düşüncelerle başlayacaktım yazıma. Ta ki eşim yanıma gelip bana Reina faciasından bahsedene kadar. Elime hemen ipad'i alıp haberlere bakmaya başladım. Ege de yanıma gelip ne okuduğuma baktı ve "neden herkesin elinde silah var" diye sordu. Nasıl açıklayabilirim ki 7 yaşında bir çocuğa eğlendikleri için insanların öldürüldüklerini. Ama maalesef olan bu. Ne acıdır ki artık ülkemizde eğlendikleri için, maç izlemeye gittikleri için, otobüs bekledikleri için ölen insanlar var. Bu ülke, maalesef 4 sene önce ayrıldığım ülke değil artık. İnsanların birbirine daha da tahammülsüz olduğu, sabrın bittiği, empatinin zaten hiç olmadığı bir Ortadoğu ülkesi olmak üzere.
Budapeşte'ye ilk geldiğim yıllarda, İstanbul tatil için oldukça popüler bir şehirdi. Budapeşte'ye uçakla sadece 2 saat kadar uzaklıkta olduğu için buradaki bir çok arkadaşım hafta sonlarını ya da tatillerini geçirmek için İstanbul'a giderlerdi. Bana da gezilecek yerleri sorarlardı. Aynı bilgiyi paylaşmaktan çok yorulduğum için bir tane format hazırlamıştım ve her İstanbul'a gidecek olan arkadaşıma o formatı gönderiyordum. İstanbul'a giden herkes büyülenmiş olarak dönüyordu. 
Maalesef şimdi ne giden var, ne de soran. Pardon soran var ama şöyle; diplomat bir arkadaşın görev yerinin İstanbul olma durumu var ve çok tedirgin. Bana bir ay önce ne yapmamı önerirsin dediğinde, onun diplomat olduğunu ve daha güvenli bir ortamda yaşayacağı için endişelenmemesini söylemiştim. Şimdi tekrar sorsa cevabım tamamen farklı olur. 
Bir yandan ülkemin özlemini çekerken bir yandan da orada olmadığım için mutlu olduğum bir ikilemi yaşıyorum. 
Şimdi yeni yılınız kutlu olsun demek istiyorum ama nasıl denir bilmiyorum. 
Sadece güvenli ve huzurlu bir yıl olmasını ve bu olayın son olmasını diliyorum. Ülkeme artık barış diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder